13 Ağustos 2008 Çarşamba

REKLAMA BİR BAKARMISIN YAA...!

11 Ağustos 2008 Pazartesi

ÇOOOOK KOMİİİK İZLEMELİSİN

10 Ağustos 2008 Pazar

GELECEĞİ GÖRMEK İSTİYORUM

Geleceği görmek istiyorum bakıp gözlerineGeçmişi silmek istiyorum yatıp dizlerineSarılıp sımsıkı hissetmek istiyorumRuhundaki bütün hezeyanlarıBilinmeyen yollara düşmek istiyorumVarmak için saadet sarayınaZihninin her köşesinde dolaşıpGerçek aşkı bulmak istiyorumErmek için sırlarına

SEVDİM SENİ BİR KERE

Sevdim seni bir kere,
Vazgeçmem ölsem bile
Sen ne söylersen söyle,
Bu aşk bitmez bunu belle.

Seni düşündüm yine bu gece,
Anldım geçmiyor sensiz gece,
Yokluğun vuruyor beni derde,
Bu aşk bitmez bunu belle.

Sakın başkasını arama,
Bırakmam seni anlasana,
Yapsanda türlü numara,
Bu aşk bitmez bunu belle.

İstediğini yapmadım mı?
Sana bakanları harcamadım mı?
Senin için ölümü göze almadım mı?
Bu aşk bitmez bunu belle.

MUTLULUK

“Vakit dardır; mutluluksa, kendine bile yetemeyen bir sözcüktür!” Kırık bir gitar sesi gibi… Her defasında elimizden düşen, adını bile duymayalı çokça zaman olan bir harf yanılgısından başka nedir-ki mutluluk… Zorlu savaşların uslanmaz kahramanı içimizde ki bensizlikle savaşırken ona ulaşabilmek için ömrümüzü verdiğimiz bir tümce çokluğundan...”

GÖRMESİNİ BİLEN GÖZLER

Küçük kız, kendini bildiği günden beri annesinden büyük bir şefkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle, pamuk prensesten daha güzel olduğuna inanmıştı.Ona göre; nur yüzlü ve badem gözlüydü. Bir tanecik yavrusuydu her zaman. Ama ilk okula başlayınca işler değişti. Arkadaşları onun hiç de güzel olmadığını, hatta çirkin bile sayıldığını söylemekteydi. Küçük kız, ilk önceleri onlara inanmadı çünkü herkes birbirini kıskanıyordu. Ama bir kaç yılda gerçeklerle yüzleşti.Annesinin bir pamuğa benzettiği yüzü, çiçek bozuğu bir cilde sahipti. "Badem" dediği gözleri ise şaşıydı. Vücudu da bir serviyi andırmıyordu. Demek ki, annesi onu aldatmış ve yıllar yılı çekinmeden yalan söylemişti.Genç kızın anne sevgisi, kısa bir süre sonra nefretedönüştü. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen yüzünebakan yoktu. Üstelik de gözleri, bütün tedavilere rağmendüzelmiyordu. Genç kız, doktorların gizlice yaptığıkonuşmalardan kör olacağını anladığında çılgına döndü ve kendisini hâlâ çocukluk yıllarındaki ifadelerle sevenannesinin bu yalanlarına dayanamayıp evi terk etmeyekarar verdi. Fakat annesi, uzak bir yerde iş bulduğunusöyleyerek ondan önce davrandı ve kazandığı paralarıbir akrabasına gönderip, kızına bakmasını rica etti. Genç kız bir süre sonra görmez oldu. Karanlık dünyasıylabaş başaydı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu.Yalancıydı annesi, ölse bile bir kayıp sayılmazdı.Bir gün doktorlar, uygun bir çift göz bulduklarınısöyleyerek kızı ameliyat ettiler. Ancak o, gözünü açtığında yine aynı yüzü görmektenkorkuyordu. Fakat kör olmak zordu. En azından kimseyeyük olmazdı. Genç kız, ameliyat sonunda aynaya baktığında,müthiş bir çığlık attı. Karşısında bir dünya güzeli vardı.Gerçekten de harika bir kızdı gördüğü. Yüzündekibozukluklar tamamen kaybolmuştu. Çok kemerli olan burnu düzelmis, kepçe kulakları normale dönmüş ve yaban otlarını andıran saçları, dalga dalga olmuştu.Genç kız, yanındaki yaşlı doktora sevinçle sarılarak:"Sanki yeniden dünyaya geldim!" dedi. "Yüzümde hiçbirçirkinlik kalmamış, estetik ameliyatı siz mi yaptınız?"Yaşlı doktor: "Böyle bir ameliyat yapmadık kızım!."diye gülümsedi. Annenin bağışladığı gözleri taktık. Sen, onun gözünden gördün kendini!."Cüneyd Suavi

9 Ağustos 2008 Cumartesi

YILDIZ GİBİSİN

Cok uzaklarda parlayan bir yildiz gibisin,kalbimdesin cok yakinsin ama hasretinden yaniyor icim,nerelerdesin...yoklugun oldurdu bitirdi,ah yildizlar kadar uzak yarim nerelerdesin...ozletmeartik yeter oldurdu yoklugun,kalbim yaniyor agliyor gozlerim,gece gunduz aklimda olan biricik yarim,ne olur gel artik nerelerdesin...naber deyisini ozledim tatli sesini ozledim,bak gulun yasiyamiyor sensiz bebegim,yildizlar kadar uzak yarim nerelerdesin...hep agliyorum biliyormusun yoklugunda,kotu kaderimize kahrediyorum,ne kadar aci olsada yine seviyorum,ah sevgilim gel artik nerelerdesin.......

DOSTLUK...

İskoçya'da yoksul mu yoksul bir çift yaşardı. Fleming'di adı. Günlerden bir gün tarlada çalışırken bir çığlık duydu. Hemen sesin geldiği yere koştu. Bir de baktı ki beline kadar bataklığa batmış bir çocuk, kurtulmak için çırpınıp duruyor. Çocukcağız bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Çiftçi çocuğu bataklıktan çıkardı ve acili bir ölümden kurtardı. Ertesi gün Fleming'in evinin önüne gelen gösterişli arabadan şık giyimli bir aristokrat indi. Çiftçinin kurtardığı çocuğun babası olarak tanıttı kendini. ‘‘Oğlumu kurtardınız, size bunun karşılığını vermek istiyorum’’ dedi. yoksul ve onurlu Fleming ‘‘Kabul edemem!’’ diyerek ödülü geri çevirdi. Tam bu sırada kapıdan çiftçinin küçük oğlu göründü. ‘‘Bu senin oğlun mu?’’ diye sordu aristokrat. Çiftçi gururla ‘‘Evet!’’ dedi. Aristokrat devam etti: ‘‘Gel seninle bir anlaşma yapalım. Oğlunu bana ver iyi bir eğitim almasını sağlayayım. Eğer karakteri babasına benziyorsa ilerde gurur duyacağın bir kişi olur. ‘‘ Bu konuşmalar sonunda Fleming'in oğlu aristokratın desteğinde eğitim gördü. Aradan yıllar geçti. Çiftçi Fleming'in oğlu Londra'daki St. Mari's Hospital Tip Fakültesi'nden mezun oldu ve tüm dünyaya adini penisilini bulan Sir Alexander Fleming olarak duyurdu. Bir süre sonra aristokratin oğlu zatürreye yakalandı. Onu ne mi kurtardı? Penisilin! Aristokratin adi: Lord Randolp Churchill. Oglunun adi: Sir Winston Churchill. Kurtaran doktor: Çiftçinin oglu Sir Alexander Fleming. Paraya gereksiniminiz yokmuş gibi çalışın. Hiç acı çekmemiş gibi sevin. Hiçbir şey beklemeden verin. Karşılığı nasıl olsa gelecektir.

ZAMANE BEDDUALARI...

1- Netten 50 MB'lik bir dosya indirirken, bitmesine iki dakika kala elektrikler kesile de mosmor ol inşallah!
2- Chat yaparken kapı zilin çala!
3- Maus'unu kedi yesin!
4- İçtiğin çay klavyeye dökülsün!
5- Arama motorlarına giremeyesin!
6- Hitin düşsün, liste sonu ol!
7- Posta kutuna iki ay mail gelmesin!
8- Üç vakte kadar bağlantın kopsun inşallah!
9- Klavyenin sesli harf tuşları basamaz olsun da, sevgiline mektup yazamayasın!
10- Windows’un çöksün, ıcq'un kopsun da ele güne muhtaç ol innnnşallah!
11- Kafana hard diskler kadar taş düşsün!
12- Kodlarını yanlış yazasın da web sayfası yapamayasın ya rabbim!
13- Askerliğini uzun dönem yapasın da, 18 ay nete bağlanamayasın!
14- 2 senedir yazmaya çalıştığın 500 sayfalık roman dosyana virüs girsin de, edebi hayatın bitsin!
15- Bütün beddualarım tutsun da iflah olamayasın inşallah!

MUTLULUĞUN RESMİ

Mutluluğun ResmiSen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?işin kolayına kaçmadan amagül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değilne de ak örtüde elmalarınne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolaşan kırmızı balığınkiniSen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?1961 yazı ortalarındaki Küba'nın resmini yapabilir misin?Çok şükür çok şükür bugünü de gördümölsem gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstad?

KAN NAKLİ

Yıllar önce Stanford Hastanesi'nde gönüllü olarak çalıştığım zaman, çok ciddi ve az rastlanan bir hastalığa yakalanmış Liza adında bir kız tanıdım.İyileşmesi için bir tek yol vardı, beş yasındaki erkek kardeşinden kan nakli yapılması gerekiyordu.Erkek kardeşi ayni hastalığın üstesinden gelmişti ve vücudunda hastalığı yenebilecek antikorlar oluşmuştu. Doktor bu durumu Liza'nin erkek kardeşine açıkladı ve ona ablasına kan vermeyi isteyip istemediğini sordu.Küçük çocuk bir an tereddüt etti ve derin bir nefes aldıktan sonra,"Evet,eğer Liza kurtulacaksa veririm" dedi.Kan nakli yapılırken,kucuk çocuk ablasının yanındaki yatakta yatıyor ve ablasının yanaklarına renk geldikçe bizimle birlikte gülümsüyordu.Sonra yüzündeki gülümseme kayboldu. Başını kaldırıp doktora baktıktan sonra titreyen bir sesle,"Hemen mi öleceğim?" diye sordu. Sonradan anladık ki yaşı cok küçük olduğu icin,doktorun sözlerini yanlış anlamış ve kanının tümünü ablasına vermesi gerektiğini düşünüp ölümü pahasına onu kabul etmişti.

İLGİNÇ AMA İŞE YARAR BİLGİLER...!

Ördeğin sesi yankı yapmaz.Üzüm mikrodalga fırında patlar.Bal bozulmayan tek gıdadır.İnsan yılda en az 1460 rüya görürİnsanın kalça kemiği betondan daha sağlamdır.Bir bardak sıcak su, buzdolabında soğuk sudan daha çabuk donar.Denizyıldızlarının beyni yoktur.Doğum gününüzü en az 9 milyon kişiyle paylaşıyorsunuz.Parmak izi gibi herkesin dil izi de farklıdır.Sabahları elma kahveden daha fazla uykunuzu açar.Türkiye'de Mehmet adında 1 milyon 229 kişi var.Hiçbir kağıt 7 defadan fazla 2'ye katlanamaz.Karınca iki hafta su altında yaşayabilir.Yerçekimsiz ortamda mum alevi küre şeklinde olur."Pi" sayısının bir milyarıncı rakamı 9'dur.İçtiğimiz sular 3 milyar yaşındadır.Dünyada insanlardan daha çok tavuk var.Otomobil sayısı insan sayısından 3 kat daha hızlı artıyor.Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir.Bir yılan 3 yıl uyuyabilir.

EŞİNİZDE ENÇOK HANGİ ÖZELLİĞİN BELİRGİN OLMASINI İSTERSİNİZ ?